27 Ekim 2009 Salı

Zehra ve Halil

Zehra ve Halil..abla,kardeş..
Yorgun,umutsuz gözlerle bakıyorlar etraflarına..Oturdukları yerden hiç kalkmak istemezcesine bırakmışlar kendilerini sert,metal koltuğa..
Ta ki canını acıtacak bir söz duyana kadar,sonrasında hesap sorar gibi yaşadıklarına,silkiniyor oturduğu yerden..
-Neden annesine söylemesin,neden???diye haykırıyor.
Oturduğum yerden bakıyorum ki,sırt sırta oturmuşuz koltuklara,otogarın bekleme salonunda..
Başında mor,pullu eşarbı,üzerinde yine pullu yeşil elbisesi..Simsiyah sürmesini itinayla çekmiş,bir çift kara göz..

Berk'le okulundan bahsediyoruz;
-Bak halacığım,her sıkıntında anneni arama,bana haber ver,diyorum.Berk'in anne dediği,onu büyüten babaannesi..
İşte tam bu sırada arka taraftan gelen bu soruyla dönüp bakıyorum,o an tanışıyoruz Zehra ve Halil'le..
Nereden bilirim Berk'e verdiğim öğüt,Zehra'nın canını acıtacak,onu kıracak.
-Yok anne dediğim babaannesi,üzülmesin kadıncağız diye söylüyorum.Berk'in annesi yok!
-Benimde var bir tane,dedi.4 yaşında ama babasında!
Yutkundu,ağlamaklı oldu kara gözleri..Çok derin dalıyordu bu gözler uzaklara,çok anlamlı bakıyordu.Daha 21 yaşında ama evlenip ayrılmış,üstelik 4 yaşında çocuğunu bırakmış uzak diyarlarda..içindeki özlem kor olmuş,yakıyor yüreğini..Detaya girmesine gerek yok,kara gözleri eleveriyor herşeyi..

Yanında kardeşi Halil,her ne kadar boyu uzun olsa da belliki daha çocuk,14 yaşında..
Urfa'dan gelmişler ailece çalışmak için.Dört kardeşi ve anne,babası arabalarıyla dönmüşler,Zehra ve Halil otobüsle dönmek için bekliyorlar.
-Ne yapalım bizim hayatımızda böyle diyor Zehra,her sene geliyoruz buralara çalışmak için..
-Peki sen okumuyor musun Halil diyorum?
-Nasıl okusun abla,her sene okul açıldığı zaman biz burada oluyoruz,fakirliğin gözü kör olsun.,çalışmak zorundayız.

Hiç adetim değildir aslında tanımadığım kişilerle çok konuşmam,hatta bu kadar sohbet hiç etmem ama Zehra'nın o kara gözleri,o hüzünlü gözler çekti konşmanın içine..
-Bir çözüm olmalıydı,bu çocuklar okumalıydı,diyorum.Tarlada çalışmamalıydı!
Başını sallayıp kara gözleriyle dalıyor yine Zehra..Onun bu hali çok şey anlatıyor,üzülüyorum,içim acıyor.
-Üzülme diyorum,bak tek sen değilsin zor durumda olan..Daha nice insanlar var yavrusundan ayrı,ailesinden ayrı,sağlık sorunu yaşayan..derdini bilmediğimiz daha birçok insan var hayat mücadelesi veren..Kimseninki kimseye benzemiyor ama bak senin derdin benziyor bizim yaşadıklarımıza..Berk'in annesi de önce bırakıp gitti,gidiş o gidiş...

Elbette onu teselli etmiyordu söylediklerim ama başka söylenecek ne olabilirdi?
Başını sallıyor,umutları örselenmiş körpe yüreğiyle,ana yüreğiyle..
-Bizim otobüsümüz kalkacak,size iyi yolculuklar..Dua edelim birbirimize olur mu Zehra diyorum,sen bize dua et,biz sana dua edelim..Dualarda buluşalım..
-Tamam diyor gülümseyerek,candan,içten..
Dualarda buluşalım...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

üzüldüm ablacık yaaa
üzüldüm işte...
Sevgiyle kal
ezgilimelodi